
Rediscovering Unity: A Republic Day Reunion in İstanbul
FluentFiction - Turkish
Loading audio...
Rediscovering Unity: A Republic Day Reunion in İstanbul
Sign in for Premium Access
Sign in to access ad-free premium audio for this episode with a FluentFiction Plus subscription.
Cumhuriyet Bayramı sabahı, İstanbul'un hareketli sokakları bayraklarla süslenmişti.
On the morning of Republic Day, the bustling streets of İstanbul were adorned with flags.
Emir, Leyla ve Aylin, anneannelerinin evinde buluşmak için yola çıktı.
Emir, Leyla, and Aylin set out to meet at their grandmother's house.
Emir’in içi buruktu fakat bir o kadar da heyecanlıydı.
Emir felt a pang of sorrow yet was equally excited.
Geçmişteki aile bayramları aklından çıkmıyordu.
He couldn't get past family celebrations out of his mind.
Çocukken, şehrin bu dar sokaklarında, anneannesinin sıcak yemek kokularını hep birlikte takip ettiklerini hatırladı.
He remembered, as a child, following the scent of their grandmother's warm meals together in these narrow streets of the city.
Leyla arabanın direksiyonundaydı, gözleri yoldaydı ama aklı yapılacak işlerdeydi.
Leyla was at the wheel, her eyes on the road, but her mind was on the tasks to be done.
"Bayram için işten izin almak zor oldu," dedi, biraz yorgun bir sesle.
"Getting a day off for the holiday was tough," she said in a tired voice.
Bir an için, kariyerine olan bağlılığı Emir’e uzakmış gibi göründü.
For a moment, her commitment to her career seemed distant to Emir.
Ancak biliyordu ki, Leyla köklerine bağlıydı, her ne kadar üzgün ya da yorgun olsa da tek kelime etmeden o gün burada olacaktı.
Yet he knew that Leyla was deeply connected to her roots; regardless of being upset or tired, she would be there without a word.
Arka koltukta oturan Aylin çocuksu bir heyecanla camdan dışarı bakıyordu.
Sitting in the back seat, Aylin looked out the window with childlike excitement.
Bayrakların altında oynayan çocukları gördü ve Emir’e döndü: "Bu bayram çocuklar gibi hissetmemizi sağlamalı!"
She saw the children playing under the flags and turned to Emir: "This holiday should make us feel like kids!"
dedi sevinçle.
she said joyfully.
Emir, Aylin’in enerjisine içten içe minnettardı.
Emir was inwardly grateful for Aylin's energy.
Onun o coşkusu, aileyi hep bir arada tutacak olan şeydi belki de.
Her enthusiasm perhaps was the glue that would hold the family together.
Anneannenin evi, dar bir sokağın sonunda, eski bir taş evdi.
Their grandmother's house was an old stone house at the end of a narrow street.
Bahçede devasa bir ceviz ağacı vardı.
In the garden, there was a massive walnut tree.
Herkesin oraya vardığında, evdeki hazırlıkları görmek Emir’in yüreğini ısıttı.
When everyone arrived, the sight of the preparations warmed Emir's heart.
Akrabalar, eski fotoğrafları yanlarında getirmiş, Cumhuriyet şarkıları çalıyordu.
Relatives had brought along old photographs, and Republic songs were playing.
Ancak, Leyla'nın telefonuna gelen iş mesajları ve Aylin'in sosyal medya mesajları ile anın tadını çıkarmakta zorlanıyorlardı.
However, Leyla's work messages and Aylin's social media notifications made it hard to fully enjoy the moment.
Emir, bu durumdan memnun değildi.
Emir was not pleased with this situation.
Herkesin beraber olmasını ve dikkatlerini dağıtan şeylerden arınmasını istiyordu.
He wanted everyone to be together and free of distractions.
Bir an durup düşündü, çocukluğundaki bayramları hatırladı ve aklına harika bir fikir geldi.
He paused and thought for a moment, recalling the holidays of his childhood, and a wonderful idea came to him.
Ceviz ağacının altına tüm aileyi topladı ve dedesinden öğrendiği eski bir Cumhuriyet şiirini okuyarak başladı.
He gathered the whole family under the walnut tree and began to recite an old Republic poem his grandfather had taught him.
"Bu şiiri büyükbabam bana okumayı öğretmişti," dedi duygulanarak.
"My grandfather taught me to read this poem," he said, emotionally.
Herkes dikkatle dinledi.
Everyone listened carefully.
Şiir bittiğinde, Leyla'nın gözleri dolmuştu.
When the poem ended, Leyla's eyes were teary.
Aylin ise Emir’e sarıldı.
Aylin hugged Emir.
Anıların ve hislerin sıcaklığı tüm aileyi sarmıştı.
The warmth of memories and feelings enveloped the whole family.
O akşam herkes, çocukken olduğu gibi pasta yedi, dans etti ve eski hikayeleri anlattı.
That evening, like when they were children, everyone ate cake, danced, and told old stories.
Bağlar yeniden kurulmuş, ailedeki mesafeler azalmıştı.
Bonds were reformed, and the distances within the family reduced.
Emir, o günün sonunda anladı ki, gelenekler önemliydi ama asıl önemli olan, anları kıymetli kılmak ve beraber olmayı hatırlamaktı.
By the end of that day, Emir realized that traditions were important, but the main thing was to make moments precious and to remember being together.
Cumhuriyet coşkusu, İstanbul'un o güzel köşesinde başka bir anlam kazanmıştı.
The Republic spirit took on a new meaning in that lovely corner of İstanbul.
Artık gelenekler, yeni nesle bir kez daha sevinç ve birlik duygusu ile aktarılmıştı.
Traditions were once again passed on to the new generation with joy and a sense of unity.
Emir, yeni bir sayfa açılmasının huzuru ile sızlanan kalbini ferahlatan bir tebessümle evine döndü.
With the peace of opening a new chapter, Emir returned home, his aching heart soothed by a smile.