Üsküdar Lisesi'nin bahçesi, Cumhuriyet Bayramı hazırlıkları ile cıvıl cıvıldı.

The garden of Üsküdar Lisesi was bustling with preparations for Cumhuriyet Bayramı.

Ağaçların yaprakları kırmızı ve turuncunun bin bir tonuna bürünmüştü.

The leaves of the trees had taken on all shades of red and orange.

Okulun dört bir yanı bayraklarla donatılmıştı.

The school was adorned with flags all around.

İçeride bir yanda ders çalışmaları sürerken, diğer yanda gururla kutlanacak bayram için hummalı hazırlıklar devam ediyordu.

Inside, while some students continued their studies, others were busy with the feverish preparations for the celebration, which was to be celebrated with pride.

Alper, pencere kenarındaki sırasındaydı.

Alper was at his desk by the window.

Diyabet teşhisini alalı birkaç hafta olmuştu ama hala nasıl yöneteceğini tam bilemiyordu.

It had been a few weeks since his diabetes diagnosis, but he still didn’t quite know how to manage it.

Notları her zaman yüksek olan Alper, okul ve sağlık arasında denge kurmakta güçlük çekiyordu.

Alper, who always had high grades, was struggling to balance school and his health.

Hayatı birden çok karmaşık hale gelmişti.

His life had suddenly become much more complicated.

Ama tek isteği vardır; o da Cumhuriyet Bayramı’na katılmak ve dostlarıyla eğlenebilmekti.

However, he had one wish; to participate in Cumhuriyet Bayramı and have fun with his friends.

Sınıfta Alper'in yanındaki Selin, onun en iyi dostuydu.

In the class, next to Alper was Selin, his best friend.

Selin, Alper’in sıkıntılarını seziyordu ve ona her fırsatta yardım ediyordu.

Selin sensed Alper's troubles and helped him at every opportunity.

"Alper, bir plan yapmak ister misin?

"Do you want to make a plan, Alper?

Yemeklerini ve çalışmanı nasıl düzenleyebilirim?"

How can we arrange your meals and study schedule?"

diye sordu.

she asked.

Alper, derin bir nefes aldı ve Selin’in teklifini kabul etti.

Alper took a deep breath and accepted Selin's offer.

İlk defa, yardım istemenin ne kadar önemli olduğunu fark etti.

For the first time, he realized how important it was to ask for help.

İkisi birlikte, Alper’in günlük programını gözden geçirdiler.

Together, they reviewed Alper's daily schedule.

Öğün saatlerini, glikoz ölçümlerini ve ders çalışma zamanlarını ayarladılar.

They arranged meal times, glucose measurements, and study periods.

Selin, Alper'e şunu hissettirdi: "Sen bunu tek başına yapmak zorunda değilsin."

Selin made Alper feel: "You don't have to do this alone."

Cumhuriyet Bayramı arifesinde, Alper ve Selin okulun kütüphanesinde birlikte ders çalışıyordu.

On the eve of Cumhuriyet Bayramı, Alper and Selin were studying together in the school library.

Çalışma sırasında birden Alper’in kan şekeri düştü.

During their study, Alper suddenly experienced a drop in his blood sugar.

Aniden halsizleşti ve ciddi şekilde korktu.

He became weak and seriously scared.

Selin hemen müdahale etti, yanında getirdiği üzüm suyunu Alper'e içirdi.

Selin immediately intervened, giving him the grape juice she had brought with her.

Alper, durumu ciddiye alması gerektiğini o an daha iyi anladı.

Alper realized in that moment how important it was to take his condition seriously.

Ertesi gün, Alper kendini daha güçlü ve daha bilinçli hissetti.

The next day, Alper felt stronger and more aware.

Selin ile birlikte yapılan planı tam olarak uygulayarak sağlık durumunu kontrol altında tutuyordu.

By fully implementing the plan they made with Selin, he was keeping his health in check.

Bayrama katılmaya hazırdı.

He was ready to participate in the celebration.

Okulun bahçesi renkli kostümler ve marşlarla yankılanırken, Alper ve Selin yan yana, Cumhuriyet Bayramı’nı kutladılar.

As the school yard echoed with colorful costumes and marches, Alper and Selin stood side by side, celebrating Cumhuriyet Bayramı.

Alper o gün daha da sağlam bir dostluk kurmuş, dostluğun ve desteğin gücünü hissetmişti.

Alper had forged an even stronger friendship that day and felt the power of friendship and support.

Artık diyabetiyle nasıl başa çıkabileceğini biliyordu, çünkü en iyi dostu onun yanındaydı.

Now, he knew how to manage his diabetes because his best friend was by his side.

Sonuçta Alper, yardımlaşmanın önemini ve dostluğun değerini öğrendi.

In the end, Alper learned the importance of helping one another and the value of friendship.

Hem sağlığına hem de derslerine daha fazla güvenle yaklaşabiliyordu.

He could now approach both his health and his studies with more confidence.

Artık gönül rahatlığıyla bayramın tadını çıkarabiliyor ve hayatında yeni bir sayfa açabiliyordu.

He could enjoy the celebration with peace of mind and turn a new page in his life.