FluentFiction - Turkish

Rediscovering the Heart of Family Among Kapadokya's Wonders

FluentFiction - Turkish

15m 49sSeptember 29, 2025
Checking access...

Loading audio...

Rediscovering the Heart of Family Among Kapadokya's Wonders

1x
0:000:00

Sign in for Premium Access

Sign in to access ad-free premium audio for this episode with a FluentFiction Plus subscription.

View Mode:
  • Kapadokya'nın büyülü topraklarında sonbaharın serin rüzgarlarıyla yola çıktı Emre, Aylin ve Deniz.

    In the magical lands of Kapadokya, Emre, Aylin, and Deniz set off with the cool winds of autumn.

  • Uzun zamandır beklenilen bir aile birleşmesi için her şey hazırdı.

    Everything was ready for a long-awaited family reunion.

  • Emre, yoğun iş temposunun arasında kaybolmuş bir mimardı.

    Emre was an architect who had gotten lost in the hectic pace of work.

  • Aylin ve Deniz ise onun huzurlu limanıydı.

    Aylin and Deniz were his peaceful harbor.

  • Gökyüzü masmaviydi ve hava biraz serindi.

    The sky was deep blue and the weather was a bit chilly.

  • Ağaçların yaprakları sarı, kırmızı ve turuncuya dönmüştü.

    The leaves of the trees had turned yellow, red, and orange.

  • Kapadokya'nın çok renkli kaya oluşumları arasında ilerlerken, Emre arabada derin düşüncelere daldı.

    As they moved among the colorful rock formations of Kapadokya, Emre sank deep into thought in the car.

  • Aylin ve Deniz, Emre'nin yanındaydı.

    Aylin and Deniz were beside Emre.

  • Gürültülü şehir hayatından uzaklaşmış olmanın tadını çıkarıyorlardı.

    They were enjoying being away from the noisy city life.

  • Emre, iş maillerinden ve telefonlarından uzak kalmaya karar verme sürecindeydi.

    Emre was in the process of deciding to stay away from work emails and phone calls.

  • Aylin, "Emre, telefonunu bir kenara koyma vaktin gelmedi mi?" dedi.

    Aylin said, "Emre, hasn't the time come to put your phone aside?"

  • Deniz ise sevinçle, "Ailece daha çok vakit geçirmeliyiz!" diye ekledi.

    Deniz joyfully added, "We should spend more time as a family!"

  • Emre, ailesine daha fazla zaman ayırmak istiyordu.

    Emre wanted to dedicate more time to his family.

  • Bunun için telefonunu kapattı ve tamamen onlara odaklandı.

    For this reason, he turned off his phone and focused entirely on them.

  • Araba, Kapadokya'nın peribacalarının arasından kıvrıla kıvrıla geçerken, anıların da yolu açılıyordu.

    As the car wound its way among the fairy chimneys of Kapadokya, memories were also unfolding.

  • Emre, Aylin'e dönüp "Biliyor musun, burada olmak bana eskiden yaptığımız gezileri hatırlatıyor," dedi.

    Emre turned to Aylin and said, "You know, being here reminds me of the trips we used to take."

  • Deniz de hemen araya girip, "Hadi baba, en sevdiğin anı nedir?" diye sordu.

    Deniz immediately chimed in, "Come on, dad, what's your favorite memory?"

  • Emre derin bir nefes aldı ve anlattı.

    Emre took a deep breath and began to share.

  • "Bir keresinde, çocukken babamla buraya gelmiştim.

    "Once, I came here with my dad when I was a child.

  • O anı hiç unutmam."

    I never forget that moment."

  • Ailesiyle paylaşmak istediği daha çok hikaye vardı.

    He had many more stories he wanted to share with his family.

  • Aniden telefon çaldı.

    Suddenly, the phone rang.

  • Emre'nin işten arıyorlardı.

    It was a call from work.

  • Arabada bir sessizlik oluştu.

    A silence filled the car.

  • Telefon çalmaya devam ederken, Emre derin bir nefes aldı.

    As the phone kept ringing, Emre took a deep breath.

  • "Bu sefer hayır," dedi kendi kendine.

    "Not this time," he said to himself.

  • Telefonu eline bile almadı.

    He didn't even pick up the phone.

  • Önceliği belirlemişti.

    He had set his priorities.

  • Peribacalarının gölgesinde akşam yemeği yediler.

    They had dinner under the shadow of the fairy chimneys.

  • O anı hiçbir şey bozamazdı.

    Nothing could spoil that moment.

  • Deniz, annesi ve babasıyla ateş başında eski hikayeler dinlerken gözleri parlıyordu.

    Deniz's eyes were shining as he listened to old stories by the fire with his mother and father.

  • Emre, hayatındaki bu nadir anlarının kıymetini artık daha iyi anlıyordu.

    Emre now better understood the value of these rare moments in his life.

  • Güneş o gün Kapadokya'da başka bir güzellikte batarken, Emre ailesine yeniden bağlandığını hissetti.

    As the sun set over Kapadokya in a different beauty that day, Emre felt reconnected with his family.

  • İş mailleri, telefonlar ve projeler bir anlığına unutuldu.

    Work emails, phones, and projects were forgotten for a moment.

  • Aylin ve Deniz'in yanında olmak, Emre için her şeyden daha değerliydi.

    Being with Aylin and Deniz was more valuable to Emre than anything else.

  • O gece, Kapadokya'nın gece sessizliği içinde Emre, hayatından tamamen memnun bir adam olarak uykuya daldı.

    That night, in the silence of Kapadokya's night, Emre fell asleep as a man completely content with his life.

  • Yarın birçok şey daha farklı olacaktı.

    Many things would be different tomorrow.

  • Ama en önemlisi, Emre artık nerede olması gerektiğini biliyordu.

    But most importantly, Emre now knew where he was meant to be.

  • Aile her şeyden önce gelirdi.

    Family came before everything else.